Eşek Başı

imagesZaman zaman böyle hissettiğim doğrudur.

Kendi kendime gocunmuyorum aslında. Olay genelde birinin bana soru sorması, benim cevap vermeye başlamam, soruyu soranın cevabımın ortasında kafasını öte yöne cevirip başkasıyla sohbete dalmasıyla vuku buluyor.

O noktada ağzımdan dökülen, önce cümleler, ardından kelimeler, sonra da harfleri toparlamam biraz vakit alıyor. Açmışım vanaları bir kere, aktıkça akacakken sohbet, kortej geçecekmişçesine, trafik polisinin bir anda trafiği kesmesinde olduğu gibi öttürerek frene basmam, önce büyükleri ardından küçükleri tek tek elimle, gövdemle toparlamam, etrafta pek de bir parça bırakmamaya çalışmam, havada asılı kalanları ise nefesimi çekerek, dilimi uzatarak yakalamaya çabalamam komik bir görüntü oluşturuyor. Hayır, çok uzun konuşmuyorum. Ve yine hayır, sağa sinyal verip sola sapmıyorum. Soruyu soran şahsiyet, bir anda, suyun kaldırma kuvvetini keşfedip ‘Evreka’ diye bağırmaya karar verdiği için far yemiş tavşan gibi kala kalıyorum. Anlamlı olan kelimelerim bir anda büyük ‘EE’ ye ardından ‘eee’ ye sonra da ‘…..’ dönüşüyor. Ağzım açık kalıyor, şaşkınlıktan kapayana kadar geçen zamanda da herhalde yüzüm gözüm iyice kuruyor.

Ben bön bön önüme bakmaya başlamışım madem, bir hoşaf verseniz de denesem diyorum bazen.